18 Nisan 2007 Çarşamba

TREN



Tren
Komşumuz vardı, hafif kaçık
Geçen her trene el sallardı
Kollarını açıp açıp
Kara çerçeveli kalın camlı gözlükler
Buna ilaveten yüzünde
Kocaman gülücükler
Bir keyif, bir neşe
Sanki düğün eğlence.

Tren geçmezken
Uzun suratı asık
Sessiz içine kapanık
Her birimiz gibi
Görünürde normal sanki

Trenler geçerken
Bir çocuk gibi neşeli
Nedense aklıma geldi birden,
Bizim komşuyu çözdüm aniden
Elbet benzetti
Hayatı raylara
İstasyonlar ise durulması zorunlu mola

Çocukluk, okul, evlilik, iş
Hepsi sıra sıra
Yük treni belli
Hayatı zor geçireni
Ağır ağır katar katar
Sesi bile az çıkar.

Yolcu treni
Kendi görünmeden gelir sesi
Her kompartımanda vagonda...
Aynı anda
Belki bir kahkaha, ya da cenaze haberi
Bizim komşuda besbelli
İyi kötü, kin, nefret, yaş, baş
Hepsine tren dedi.
Yaşarken ağır gelen hayatına
Trenlerle son hızla
Son istasyonuna, sabırsızca
Yürekten heyecanla ulaşmak istedi.
Tabutu çıkarken evden...
Sanki kondüktör çaldı düdüğü
Son istasyon, yolcu kalmasIN...

Hiç yorum yok: